Bilim insanlarına büyük saygım var. Gerçekten. Adamlar protonla nötronu çarpıştırıp “Aha, yeni parçacık bulduk” diyor. Ben hâlâ prizde şarj olan telefonun neden şarj düşürdüğünü anlayamıyorum.
1. Bölüm – Kuantummuş, Görecelilikmiş… Biz Daha Elektriği Çözemiyoruz
Einstein diyor ki: “Zaman görecelidir.” Okey. Ama benim anneme göre zaman sabittir: 08:00’de kalkmadıysan tembelsin. Göreceli olan bir şey varsa, o da kahvaltıya geç kalınca gelen bakışların sıcaklığıdır.
Kuantum fiziği: “Bir şey hem burada hem orada olabilir.” Süper. Ama ben dolabı açıp sütü göremeyince “bitmiş” sanıyorum. Sonra annem gelip aynı dolaptan sütü çıkarıyor. Demek ki annem kuantum alanına hâkim. Süt Schrödinger’in kutusunda yaşıyor olabilir.
2. Bölüm – Evrenin Genişlemesi vs. Benim Alanımın Daralması
Bilim diyor ki: Evren genişliyor. Ama benim kişisel yaşam alanım her geçen gün daralıyor. Özellikle otobüste. Ayakta giderken biri koltuğa oturunca evrenin değil, sabrımın sınırları genişliyor.
Astrofizikçiler karanlık madde peşinde. Ben hâlâ pazar filesinde patlayan yoğurtun nasıl halıya sızdığını çözemedim. Bilim gelişiyor olabilir ama bazı sıvılar hâlâ tüm güvenlik önlemlerini aşıyor.
3. Bölüm – Bilimsel Makale vs. WhatsApp Grubu
Bilim insanları her cümlede kaynak gösteriyor: (Yılmaz et al., 2018). Bizde kaynak: “Ben bir yerde okudum.”
Makale: “Çalışma sonuçlarına göre…”
WhatsApp grubu: “Benim komşunun kayınçosu denemiş, kesin işe yarıyor.”
Bilim insanı deney yapar, sonuç yazar. Biz sosyal medyada denemeden sonuç yayıyoruz. Farkımız istikrar.
4. Bölüm – Saygıyla Karışık Mizah
Bilim kutsaldır, evet. Ama anlaşılması zordur. O yüzden biz mizahla yaklaşıyoruz. Çünkü kütle çekimini açıklamak zor, ama “sevdiğini kendine çekememek” hepimizin ortak derdi.
Newton elma düşünce yer çekimini anlamış. Bizim kafaya fatura düşünce hayatı sorguluyoruz. Bilim başka, geçim başka.
Sonuç: Bilimsel değil belki ama samimi
Evreni anlamaya çalışmak güzel şey. Bilim insanları bir kutbu çözerken biz hâlâ uzaktan kumandayı çözmeye çalışıyoruz. Ama saygımız sonsuz. Çünkü bilgi her zaman komiktir, ama cehalet hiç komik değildir.
Yine de sormadan edemem: Sizce de mikro dalga fırın, evin içindeki kara delik değil mi?